Evet KEREMCEM diziden ayrıldı..keremcem.com a sebebini açıkladı..
işte yazdıkları..
yaşamanın yolu ayak uydurmak...
alışmak insanoğlunun doğasında var...
unutmak en büyük koruma aracı aklı ve kalbi...
herkes bir şekilde ve bir seviyede yapıyor bunu, kimi hemen unutuyor kötülüğü, kimi zamanla... kimi alışıyor yokluğuna vicdanın, kiminin alışması için kendi kalbinden vermesi gerekiyor...
bir şekilde herkes yapıyor bunu ben de, sen de, peygamberler de yapmışlar tarihte evliyalar da...
kendini uyduran hayatta kalıyor, uymayı kendine yakıştıran tarihte...
kırmızı çizgilerden bahsederim bazen ya, göreceli, konuya göre, insana göre boyutu, rengi ve konusu değişen.. saygıdır bazen yoksa içinden geçemeyen, samimiyettir bazen veya aynı zamanda.. iyilik hissedemezse bırakır olduğu yere çuvalı biri, kimisi içinde ceset taşır kendi tarafından katledilen...
işte bunlardır aslında ayıran birini ötekinden...
işte bunlar kalsa iyi olur, değişmese; esnese ama kırılmasa...
kalkandır bu çizgiler içinde sen ve sevdiklerin ve seni sevenler.. dışı senin için ötekiler...
bu konuda size yapacağım iki açıklamamdan ilkidir bu:
işte ben,
proje olarak (seneryo, müzik ve sonuç) 4 yılda koyduğum "profesyonel kırmızı çizgilere", dizinin yapımcı şirketi ve muhattap kişiler olarak da 30 yılda koyduğum "kişiliğimle ilgili kırmızı çizgiler"e yapılan büyük ihlaller yüzünden "elif" dizisinden ayrılma kararı aldım..
sevginizi hissediyorum..
kararıma saygıyla yaklaşacağınızı umuyorum..
keremcem...
2.MESAJI
siz "beni" sevdiniz şansım buydu..
bu sevgi bana ne mi verdi?
özgür olmayı.. risk alma şansını... vizyonumu geniş tutup çamura saplanmamayı...
çamur başarı, çamur şöhret, çamur kendini tekrar etmek, çamur korku...
hatta en büyüğü... uçurumdan düşerim korkusuyla manzaraya bakamamak...
ben korkmuyorum bunları kaybetmekten, tek korkum bu çamurlara saplanmak..
kendi sınırlarım içinde herşeyi yapıyorum: düetler, müzikaller, diziler, konserler.. bir ördeği seslendirdim, disko şarkıları söyledim dahası var mı?
hepsine de en iyisine verdiğim değeri ve önemi verdim yanlış anlamayın..
kimini çok sevdiniz, kimini az.. kiminden nefret ettiniz..
bana söylediniz, söylemediniz, ama hepsini biliyorum, çünkü hissediyorum..
albümün satışı, dizinin ratinginden değil... sizi gördüğümde bakışlarınızdan, konserde bir şarkıyı söyleyişinizden, bir rol arkadaşımı benimsemenizden anlıyorum...
o anki mutluluğum inanılmaz...
gözlerinizde o ışıltıyı görmeyince hissettiğim ise yılgınlık değil, pişmanlık değil, utanç değil... iyi birşey daha yapma isteği; daha iyisini değil... yani üretgenlik; asla hırs değil...
beni daha çok sevin veya daha çok insan sevsin diye değil, siz bana yetiyorsunuz, sevginiz de...
"elif" dizisine başlama sebeplerimi yukarıda yazdım.. bırakma sebeplerimi de...
bu yazdıklarım, başarılı, başarısız; günahı benim olan, olmayan; yaptığım, yapacağım herşey için geçerli aslında...
bu yazıyı ben de zaman içinde birkaç defa okuyacağım galiba...
gitmek hep zordur
ama,
kalmak dayanılmazsa...
keremceminiz...